6 страница29 августа 2025, 14:16

5 - Kuzgun

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz çok mutlu olurum. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum. (Yorumlara cevap veriyorum.)

İyi Okumalar;)

– – –

Toplantı bitti. Albay kısa, net ve tartışmaya kapalı konuşmuştu zaten. Herkes dağıldı. Ayak sesleri, mırıldanmalar, silah odasına doğru ilerleyen adımlar. Herkes görev moduna geçmişti.

Ben ve yüzbaşı biraz geride kaldık. Sessizlik çöktü aramıza, ama o sessizlikte söylenmemiş cümleler vardı. Ona döndüm. Gözlerine bakmadan konuştum. Ama sesim gerçekti.

“Teşekkür ederim…” dedim. “Kefil olduğunuz için.”

Yüzbaşı hafifçe gülümsedi. Omuzunu devirmiş gibi, umursamaz ama içinde ince bir sitemle. “Bir daha silahını kaptırma yeter.” dedi. Başımı salladım. Alnımda bir ter damlası vardı sanki, görünmese de hissettim.

Silah odasına birlikte girdik. Kapının açılmasıyla metalin, yağın, barutun tanıdık kokusu yüzüme vurdu. Herkes hareketliydi. Kimi şarjör kontrol ediyor, kimi çelik yeleğini düzeltiyordu.

Yüzbaşı bir kenara geçti. Duvara yaslandı. Sakin, ama gözleri üzerimde. “Bilge…” dedi. O seslenişte bir emir yoktu. Bir uyarı da. Sadece adımı söylemişti. Kendime geldim.

Artık işimi biliyordum. Gözlerim bir anda toparlandı, duruşum değişti. Üsteğmen Bilge Sayar sahnedeydi artık.

“Kuzgunlar!” dedim, Sesim odayı kesti. Herkes bana döndü. Gözler dikildi. “Hazırlık başlasın. Bu görev çok riskli. Ama biz birlik olacağız, unutmayın!”

Parmağımla rafı işaret ettim.

“Özberk, görüş dürbünlerini al. Oğüz, susturuculu silahlar bizde olacak, kontrol sende. Furkan, telsiz frekansını yedekle. Yedek çıkış yollarını da bilen biri arabada olacak. O sensin!”

Sesim yükseldikçe, herkesin yüzü ciddileşiyordu. “İyi görünmek zorundayız, ama hazırlıksız yakalanırsak tabutlar da iyi görünür, unutmayın!”

Sonra bir an sustum. Gözüm yüzbaşıya kaydı. Hiçbir şey demedi. Sadece başını hafifçe salladı. İşte o an, görev gerçekten başladı. Bu artık bir oyun değil, bizim gerçeğimizdi. Herkes tam hazır olduktan sonra sıraya dizildiler.

"Kuzgun timi vatanını korumaya hazırdır komutanım." O an kulagımızda olan dinleyiciden albayın sesi duyuldu.

"Kuzgunlar, artık çıkmanız gerek."

"Emredersiniz komutanım." Dedi yüzbaşı ve bana son bir bakış atıp çıktı.

Artık ne yapmam gerektiğini bildiğim için Kuzgun timine döndüm. Vatanı sırtlananlar, sessiz yürür. İşte benim sessiz kahramanlarım da tam karşımdaydı.

KUZGUN TİMİ;

Yüzbaşı – Şahin Altuğ
Üsteğmen – Bilge Sayar
Astsubay Kıdemli Çavuş – Kuzey Yaman
Astsubay Üstçavuş – Furkan Sungur
Kıdemli Uzman Çavuş – Oğuz Karayel
Uzman Çavuş Nişancı – Özberk Gökdeniz
Doktor – Lara Özkılıç
Çavuş Torpilli – Hakan Demirsoy

Yüksek sesle. "Çıkıyoruz." Dedim. Emrimle herkes odadan çıkınca ben de peşlerinden çıktım.

☪︎

Direkt olarak Şile'ye değil de bir villaya gelmiştik. Bu evde Kuzgun timinin aileri kalacaklardı geçici olarak. Kapıya da yirmi asker dikdik. Başka ekipler ise onları getirmeye gittiler, birazdan gelirler.

Birkaç dakika sonra geldiler. Hepimiz koltukta oturmuştuk, onlar gelince ayağa kalktık. Karşılayacağım bir ailem yoktu maalesef...

"Ayten!" Dedi Hakan hamile karısına sarılarak. Çok güzel bir kızdı Hakan'ın karısı Ayten.

"Dilan!" Dedi bu sefer Furkan karısına ve karısı Dilan'ın arkasından iki çocuk çıktı.

İkiside aynı anda Furkan'a "Baba!" Diye bağırdı. Furkan ilk karısına sarıldı sonra kızı ve oğluna. Kızı ve oğlu ikizdi.

"Mina, Miraç nasılsınız bakalım?" Furkan'a bak sen hele. Ne güzel isim koymuş kızı ve oğluna.

"İyiyiz babacım." Dedi Mina tatlı bir sesle. Gibip yemek istedim ikisinide ama kendimi zor tuttum.

"Anne, baba!" Dedi Lara. Annesi ve babası gelmişti. Ama ablası evli ve başka şehirde yaşadığı için onlar korunmaya alınmadı. Lara annesi ve babasına sarılırken birileri daha geldi.

Genç bir kızla yanında bir kadın vardı. İlk kadın sarıldı Özberk'e sonra da genç kız. Galiba Özberk'in nişanlısı ve annesiydi.

"Nasılsın anne?" Sordu Özberk. Tam tahmin ettiğim gibi, annesiydi.

"İyiyim oğlum, bu beladan bizi kurtar."

"Halledeceğiz anne, sen nasılsın Alya'm?" Nişanlısına yakalaşarak alnından öptü. Askerlerimin kadın seçimleride baya güzel.

Sadece benim, Oğuz'un ve Kuzey'in ailesi yoktu. Ama Oğuz'un neden ailesi yok bilmiyorum. Kuzey'in ailesi terk etmişler maalesef.

"Oğuz." Dedim Oğuz'a yaklaşarak.

"Emret Bilge komutanım."

"Yok emretmiyeceğim, birşey soracaktım." Dedim. "Ailen yok mu?" Diye sordum.

"Annemi yıllar önce trafik kazasında kaybettim, babam ise Azerbaycan da yaşıyor. Orada yeni ailesi var, görüşmüyoruz bile." Başımı salladım dudaklarımı birbirine bastırarak.

"Sevdiğin de mi yok?" Başını iki yana salladı.

"Yok valla, boş iş hepsi." Gülümseyerek başımı salladım. Dediğuni onaylıyordum.

"Haklısın valla, aşk işleri hiç bana göre değil. Nefret ederim aşktan." Oğuz kaşlarını kaldırarak bana baktı.

"Hayatın karşımıza neleri çıkaracağını bilmeyiz."

"Haklısın, hiç sevgilim olmadı biliyor musun?" Askerim her dediğime biraz daha şok oluyordu.

"Gerçekten mi? Hiç mi peki?"

"Hiç olmadı." Dedim. "Ama lisedeyken birinden hoşlandım, sonra sevgilisi olduğunu duyunca vazgeçtim."

"Bir kıza aşık olmuştum lisedeyken. Çok güzel kızdı. Kumral, uzun saçları vardı, çok güzel gülerdi, gamzesi bile vardı. O da bana aşıktı, ama açılmamıştık birbirimize." Merakla dinlemeye başladım. "Sonra duydum ki evlendi, ailesi mecbur elli yaşında bir adamla evlendirdiler. Düğün sabahı sevdiğim kız intihar etti." Şok içinde Oğuz'a baktım. Ne birşey diye bildim, ne de bir tepki vere bildim. Gözlerim dolmuştu sadece. "İntihar etmeden önce mektuba mecbur evlendiğini ve beni çok sevdigini yazmıştı."

Oğuz'un da gözleri dolunca başını önüne eğdi. Destek için elimi omzuma koydum. Burnunu çekip bana baktı. Çaktırmamaya çalışıyordu bi' de gözlerinin dolduğunu.

"Özür dilerim, birden konusunu açtığım için." Dedim mırıldanarak.

"Yok, ne özürü Bilge komutanım."

"Oğuz gelsene." Dedi bir çavuş asker. Kuzgun timinin ailelerini buraya getiren askerlerden biriydi. Oğuz bana bakınca başımı salladım gitmesi için. Oğuz onu çağıran askerin yanına gidince yalnız kalmıştım.

Daha fazla dayanmayıp Lara'nın yanına gittim. Hepsinin ailesiyle tanışmayı çok istiyordum. Yarım saat sonra yola çıkacaktık zaten. Düğünde yarın olacaktı.

"Merhabalar, ben üsteğmen Bilge Sayar." Dedim gülümseyerek.

"Merhaba kızım, ben Lara'nin annesi Figen."

"Ben de Lara,nın babası Cemal." Başımı salladım gülümseyerek.

"Memnun oldum efendim." Lara'ya göz ucuyla bakıp tekrar Cemal abiyle, Figen ablaya baktım. "Kızınız doktor olarakta işinde iyi, asker olarakta iyi. Ben onun komutanı olarak ve bu time yeni katılmama rağmen Lara'nın işinde başarılı olmasını görüyorum." İkiside mutlu oldu. Lara da mutlu oldu tabi.

"Bizi çok mutlu ettin kızım, Allah sizden razı olsun. Umarım bu felaketler biter." Dedi Figen abla. Başımı salladım teşekkür ederek.

"Allah yardımcınız olsun, işiniz çok zor." Dedi Cemal abi. Onlarla biraz daha sohbet ettikten sonra en merak ettiğim ailenin yanına gittim.

Sungur ailesi...
Furkan Sungur'un ailesi.

"Merhabalar, ben üsteğmen Bilge Sayar. Time yeni katıldım." Dedim Furkan'ın karısı Dilan'a elimi uzatarak.

Elimi sıktı ve hafif gülümsedi. Çok samimi bir kadındı. İki çocuk annesi olduğuna inanmıyordum, çok genç kalmıştı. Kumral bir kadındı ama boyayla saçına hafif sarılar atmıştı.

"Memnum oldum, ben de Dilan." Başımı salladım ve Furkan'ın küçük versiyonlarına baktım. Mina ve Miraç'a yani.

"Çocuklar." Dedim onların karşılarında diz çökerek. "Nasılsınız bakalım?"

"İyiyiz, teşekkür ederiz." Dedi Miraç.

"Siz nasılsınız?" Dedi bu seferde Mina. O kadar tatliydılar ki Furkan'ın çocukları olduğuna inanmıyorum bile. Annelerine benziyorlardı ama, Mina gözlerden babasına çekmişti.

"İyiyim bende, teşekkür ederim." Dedim mırıldanarak. "Kaç yaşındasınız bakalım?"

"Beş." Dedi Miraç beş parmağını da göstererek. Uzanarak iki yanağından öptüm Miraç'ın, sonra Mina'nın da yanaklarından öptüm. Ayağa kalktım.

"Time yeni katıldığım için askerlerimin aileleriyle tanışmaya çalışıyorum."

"Furkan ile telefonlar konuşurken bahsetmişti sizden." Diyince Dilan hemen Furkan'a baktım. Umarım beni ve yüzbaşıyı shiplediğini dememiştir. Ama bir dakika, demez ki çünkü yüzbaşı Nadia isimli bir kadınla evliydi.

"Umarım benden şikayet etmemiştir." Dedim hafif kahkaha atarak.

"Aşk olsun Bilge komutanım, beni daha tanıyamadın mı ya?" Dedi Furkan.

"Yok öyle değil, sadece yeni komutan geldiğini falan söyledi." Gülümseyerek başımı salladım.

"Sizin sevgiliniz var mı?" Sordu Miraç. Dilan ve Furkan hemen uyardılar Miraç'ı.

"Oğlum sus!" Dedi Dilan oğluna sinirle bakarak.

"Eşşek sıpası." Furkan kızarak Miraç'ın kulağını çekti.

"Kızmayın çocuğa lütfen, beni tanımaya çalışıyor." Dedim ve Miraç'a baktım. Sorusunu cevaplayacaktım. "Sevgilim yok canım." Dedim.

"Şahin abiyle sevgili olsana." Dedi bu seferde Mina. Kahkaha attım gözlerimi kaçırarak.

"Ama Şahin abi evli." Dedim kahkahamı durdurup.

"Kızım sus!" Dedi Dilan Mina'yı çimdikleyerek.

"Baba, Şahin abi evli mi?" Dedi Miraç. Bu çocuklar yüzbaşının evli olduğunu bilmiyorlar mıydı?

"Eşşek sıpası kes sesini, girme sen o konulara." Diyerek bana döndü Furkan. "Kusura bakma Bilge komutanım ya, akılları sıra çöpçatanlık yapacaklar."

Kahkaha attarak. "Babarına çekmişler" dedim. Karısı Dilan'ın dediğim hoşuna gitmiş olmalı ki o da kahkaha attı. "Neyse." diyerek elimi tekrar uzattım Dilan'a. "Mumnun oldum sizinle tanışmama, ben diğerlerinin yanına gideyim."

"Ben de memnun oldum, görüşürüz."

Yanlarından ayrılıp Hakan'ın yanına geldim. Hakan ve hamile karısı Ayten. Hakan'a bakıp gülümsedim ve Ayten'e elimi uzattım.

"Üsteğmen Bilge Sayar." Dedim. Ayten'de gülümseyerek elimi sıktı. Parlak ve sarı saçları beni benden aldı.

"Memnun oldum ben Ayten." Karnına baktım gülümseyerek. Bebeği olacaktı Hakan'ın. Onu operasyonda olmasını istemezdim ama görevleri albay açıkladı. Hem Hakan iyi bir asker, operasyona katılmayı çok istiyor.

"Bebiş kız mı erkek mi?" Diye sordum karnını göstererek. Ayten elini kaldırıp karnına koydu ve tebessüm etti.

"Erkek." 

"Erkek adamın erkek çocuğu olur." Dedim Hakan'a bakarak. Utanarak bi' de başını eğdi.

"Teşekkür ederim komutanım."

"İsim düşündünüz mü bari?" Sordum. Kimin bebeğinin cinsiyetini öğrenirsem ilk sorum bu olurdu hep.

"Berat düşünüyoruz aslında." Güzel isimdi Berat ismi.

"Tebrik ederim, Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin." Dedim. Biraz daha konuştuktan sonra Özberk'in yanına geldim.

"Merhaba, ben üsteğmen Bilge Sayar." Dedim.

"Merhaba kızım, memnun oldum. Ben Özberk'in annesi Rükiye."

"Ben de Özberk'in nişanlısı Alya."

"Memnun oldum." Dedim. "Ee, evlilik ne zaman?"

"Bilmiyoruz daha, bu felaketler biter bitmez evleniriz herhalde." Dedi Özberk.

"Aslında geçen sene evlenecektik ama..." Dedi Alya ve durdu. Derin nefes alarak devam etti. "Annem ve babam düğün günüm vefat ettiler. Düğünümüzde yarım kaldı, ondan sonra evlenemedik."

"Üzüldüm, Allah rahmet eylesin." Dedim. "Bende bundan birkaç yıl önce annemle babamı kaybettim. Depremde enkazın altında kalmışlar, ben de görevdeydim o günü." Şuan Alya ve ben birbirimizi anlıyorduz. İkimizde aynı kaderi yaşıyoruz.

"Başın sağ olsun." Diyince başımı salladım. Buraya morlimiz bozulması için gelmedik o yüzden kendimi toparladım.

"Biz bir göreve gideceğiz, merak etmeyin burada güvendesiniz. İşimizi hallettikten sonra tekrar buraya geleceğiz."

"Tamam kızım, Allah yardımcınız olsun." Hafif tebessüm edip etrafa bakımca yüzbaşıyı gördüm bir kadınla. Eşiydi galiba, Nadia yani. Özberk'in kolunu dürttüm.

"Bu kim?"

"Nadia, komutanın eşi."

"Çocukları var mı?" Diye sordum. Gerçi olsaydı şuan burada olurlardı.

"Yok çocukları, geçen sene evlendiler zaten. Konu biraz karışık, sonra anlatırım." Başımı salladım ve yüzbaşıyla Nadia'nın yanına gittim.

"Merhabalar." Dedim ve kadına elimi uzattım. "Ben üsteğmen Bilge Sayar." Kadın gülümseyerek uzattığım elimi sıktı.

"Merhaba, ben de Nadia. Memnun oldum." Garip konuştu kadın, aksanı vardı.

"Buraya tanışmaya mı geldin üsteğmen?" Başımı salladım kaşlarımı çatarak. Niye böyle dedi anlamadım.

"Evet, komutanım. Tim de yeniyim diye herkesle tanışmak istiyorum." Dedim ama Nadia aramıza girdi.

"Şahin'le karı koca rolünü oynayacaksınız değil mi?" Dedi gülümseyerek. Belkide başkası kıskanırdı ama kadın umursamadı. Belkide yüzbaşı onu o kadar çok seviyor ki, Nadia kıskanmak bile istemiyor.

"Evet, albay söyledi görevleri."

"Görev görevdir tabi canım, ne olacak ki? Allah yardımcınız olsun, dikkat edin. Dua edeceğim hepinize."

"Allah razı olsun." dedim başımı salayarak. Ben Nadia'yı çok sevdim baya. "Nerelisiniz? İsminizden dolayı soruyorum da kusura bakmayın."

"Ay yok canım ne kusuru. Rus'um ben ama Türkçe konuşmayı daha çok tercih ederim."

"Çok beğendim ben isminizi." Dedim tebessüm ederek.

"Bilge komutanım, gelsene buraya." Diye çağırdı beni Furkan. Kenarda bir yerde durmuştu Özberk ile ve beni çağırıyordu. İstersem şuan hepsi benimle sizle konuşurdu. Ama askerlerlerimi o kadar çok sevdim ki benimle her türlü konuşmalarına razıyım. Bir tek yüzbaşıya karşı saygımı korumaya çalışıyorum.

"Geldim." Dedim sonra yüzbaşıyla Nadia'ya döndüm. "Ben gideyim, tekrar memnun oldum."

"Bende." Dedi Nadia tebessüm ederek.

"On dakikaya çıkacağız şimdi." Dedi yüzbaşı. Askerleri hazır etmemi istiyordu. Başımı sallayarak yanlarından uzakalştım.

"On dakikaya çıkıyoruz hazır olun." Dedim yüksek sesle. İrelleyerek Furkan ve Özberk'in yanına geldim. "Ne oldu çocuklar?"

"Torpilli." Dedi Furkan Hakan'ın çağırarak. Hala bu çocuğu ismiyle çağırdığını duymadım, hep 'torpilli' diyor. İlk başlarda torpilli olduğunu düşündüm ama Hakan çok iyi bir asker. Torpilli de olmuş ola bilir.

Furkan'a dönerek. "Artık ismiyle seslen ya, torpilli niye diyorsun milletin içinde?" Diye uyardım.

"Aman boş ver, torpilli zaten."

"Hakan time katıldığından beri ona torpilli diyor, halbu ki çocuk torpilli değil. Ben de hiç bir zaman duymadım Furkan'ın Hakan'a ismiyle seslenmesini." Özberk Furkan hakkında konuştu. Lakap olarak torpilli kelimesini takmış çocuğa, öylede devam ediyor.

Hakan yanımıza gelince Furkan hemen konuşmaya başladı. Furkan karşımda, sağım da Özberk, solumda ise Hakan. Çember şeklinde durmuştuk.

"Ben artık bu Kuzey'le ve bizim saf kızın arasını yapmak istiyorum."

Başımı salladım sakince. "İyi yapıyorsun, ben ne yapayım?" Dedim sonra Lara'ya taktığı lakaba kaşlarımı çattım. "Ayrıca Lara saf falan değil, çok akıllı bir kız."

"Bilge komutanım bi' dur ya." Dedi Furkan dediklerimi umursamayarak. "Bakın, şuan bunların arasını yapmanın tam sırası. Çünkü bizim saf kızın ailesi burada. Şimdi biz hepimiz birlikte gideceğiz ve o Kuzey'in kolundan tutup saf kızın ailesinin yanına götüreceğiz." Dedi ve elini öne uzattı. "Benimle misiniz?"

"Haayııır." Dedim uzatarak. Miraç ve Mina çöpçatanlık yapmakla haklılar, babalarına çekmişler. Babası kılıklılar işte, aynı babaları.

"Sevenleri ayırmayalım Bilge komutanım, Allah aşkına gel." Diyerek kolumdan tuttu ve beni çekiştirdi.

"Bıraksana oğlum, ne yapıyorsun?" Kolumdan çekiştirerek beni Kuzey'in yanına getirince Kuzey bize baktı kaşlarını çatarak.

"Bilge komutanım sana birşey demek istiyor." Diyince gözlerimi belerrtim. Kaşlarım anında çatıldı ve Furkan'a döndüm. Ben mi birşey demek istiyorum? Benim bundan haberim var mıydı peki?

Yoktu.

"Buyur, söyle komutanım."

"Ş-şey..." Diyerek Furkan'a baktım. Ne demem gerektiğinide bilmiyordum ki. Ayrıca bana mı kaldı çöpçatanlık yapmak?

Furkan kulağıma doğru yaklaştı. "Dur konuşma Şahin geliyor." Dedi ve devam etti. "Böyle birşey yaptığımızı anlarsa bana ceza verir."

"Ne yapıyorsunuz kuzgunlar? Çıkalım mı artık yavaştan?" Diye sordu yüzbaşı yanımızda durarak.

"Çıkalım komutanım." Dedi Kuzey başını sallayarak. Oh be, sonunda bu yükün altından kalktım. "Ama, Bilge komutanım bana birşey diyecekti."

"Tamam, hadi çabuk söyle Bilge." Dedi yüzbaşı. Şuan sinirden Furkan'a saldıra bilirdim.

"Bilge komutanım Kuzey'e aşık."

"NE?" dedim şok içinde Furkan'a dönerek. Ben mi aşıktım? Hem ne alaka?!

Bu işin sonu ne olacaktı bilmiyorum ama...

Sen bittin Furkan!

~BİTTİ~


Merhaba, nasılsınız?

Genel olarak bölüm nasıldı?

Kimin ailesine daha çok ısındınız?

Furkan'ın çocukları onun gibi çöpçatanlık yapması? Dhdndn

Son sahne djsj (çok güldüm yazarken)

Bana ulaşmak isterseniz TikTok hesabımdan ulaşa bilirsiniz.

TikTok: simalla__
İns: simalla__
YouTube: simalla_books

Yarın bölüm yayınlayamayacğım diye şimdiden 30 Ağustos Zafer Bayram'ını kutlarım. 🦅🇹🇷

6 страница29 августа 2025, 14:16

Комментарии